GÜZEL ÜLKEMİZ BUNLARI HAK ETMİYOR”

Mersin Barosu Başkanı Av. Alpay Antmen, Türkiye'de yaşanan son hukuksuzluklarla ilgili Adliye Sarayı içerisindeki Baro Hizmet Biriminde bir basın açıklaması yaptı.

Gündem 18.12.2013 16:52:16 0
 GÜZEL ÜLKEMİZ BUNLARI HAK ETMİYOR”

Mersin Barosu Başkanı Av. Alpay Antmen, Türkiye’de yaşanan son hukuksuzluklarla ilgili Adliye Sarayı içerisindeki Baro Hizmet Biriminde bir basın açıklaması yaptı.

 

“Bir gün güzel ülkemizde hukuk herkes için eşit uygulanacak, gerekirse bunun için her doğan gün yeniden mücadele edeceğiz” diyen Antmen, yıllardır uzun tutukluluk sürelerinin insan hakkı ihlali olduğundan bahsettiklerini anımsatarak, “Masumluk karinesi ihlal ediliyor dedik, tutuklu milletvekilleri ve tutuklu avukat meslektaşlarımız ve uzun süredir tutuklu yargılanan tüm insanlarımız için tahliye kararı verilmesi lazım; makul süreyi aşan tutukluluk süreleri insan haklarını ihlal ediyor ve adalete olan güveni sarsıyor dedik. En son Anayasa Mahkemesi kararı üzerine milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesi ile umutlandık. Ama maalesef hukuk yine herkese eşit uygulanmadı halen tutuklu milletvekilleri tahliye bekliyor ve maalesef tahliye talepleri hukuka aykırı olarak reddediliyor. Anayasa Mahkemesi kararları herkes için geçerlidir ve herkesi bağlar. Ne yargı, ne yasama ne de yürütme kişi ve düşüncelere göre ayrı ayrı karar veremez, işlem tesis edemez. Tüm mahkemelerin, başta milletvekillerini yargılayan Özel Yetkili Mahkemeler olmak üzere, karar verilmemiş tüm ceza davalarında uzun tutukluluk sürelerinin yeniden incelemesi ve makul süreyi geçen tutukluluklara derhal son verilmesi gerekmektedir. Anayasa’nın 10 maddesinde anlam bulan eşitlik ilkesi gereğince, Mustafa Balbay gibi halen tutuklu olan Milletvekilleri Engin Alan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, İbrahim Ayhan, Gülseren Yıldırım ve Kemal Aktaş’ın tutukluluk durumlarına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz. Keza, sadece avukatlık görevini yaptığı için halen tutuklu avukatlar derhal salıverilmelidir. Özellikle Baro üyemiz Av. Bedri Kuran’ın 2 yılı aşkın süreyi bulan haksız tutukluluğu umarız ki yarın yapılacak duruşmasında sona erecektir, ermelidir” diye konuştu.

 

AŞIRI GÜÇ TEPKİSİ

 

Öte yandan geçmişte Gezi olaylarında kolluk kuvvetlerinin gereksiz, aşırı ve orantısız güç kullanmasını eleştirdiklerini, yeni yakın ise Yüksekova’da göstericilerin üzerine ateşli silahla müdahale edildiğini ve 3 kişinin hayatını kaybettiğini dile getiren Başkan Antmen, “Ölenler suça bulaşmıştır, bulaşmamıştır diye bir ayrım da yapılmadan Anayasa’nın 12, 17, 19, 34 ve diğer ilgili maddelerini herkesin bir kez daha okuması gerekmektedir. Bu bağlamda artık kolluk kuvvetlerinin gereksiz, aşırı, orantısız ve özellikle ateşli silahlarla toplumsal olaylara müdahale etmemesi; kimyasal silah olan biber gazını kullanması gereklidir.

Ergenekon, balyoz, KCK, ÇHD operasyonlarında ‘Türkiye’de adalet incindi’ dedik, masumiyet karinesi çiğneniyor dedik, adil yargılanma hakkı, savunma hakkı yok ediliyor dedik, hukuki güvenlik ilkesi artık yok edilmiştir dedik… Dün gördük ki artık hiç kimse güvende değil… Elbette kolluk görevini yapacak, elbette Savcılar görevlerinin gereğini yerine getirecek, elbette Mahkemeler hiç bir etki ve tesir altında kalmadan görevlerini ifa edecekler; buna kimsenin bir sözü ya da müdahalesi olamaz; Ama Yargının ve/veya kolluğun bir takım güç odaklarının kontrolüne girdiği, Yargı ve/veya kolluğun bir takım odakların hesaplaşma, uzlaşma, tasfiye aracı haline geldiği iması ya da algısının bile zihinlere, akıllara gelmemesi gereklidir. Yargı bağımsız olmalı, hiç bir kimse, zümre, grup, odak ya da gücün en ufak bir etkisi dahi olmamalıdır. Bu nedenle en kısa sürede HSYK bağımsız hale getirilmeli, Adalet Bakanı ve Müsteşarı bu Kurul’dan çıkarılmalıdır.

Dünkü Resmi Gazetede yayımlanan 18/11/2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı bazı odaların idari ve mali denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılması kararlaştırılmıştır. Mali denetim tamam da İdari denetim yapılması bu Odaları artık siyasi iktidara bağlı kuruluşlar haline getirecektir. Bu odaların derhal özerkliği sağlanmalıdır.

Bu arada, iki yılı aşkın bir süre önce güzel kentimiz Van, 2011 yılının Ekim ve Kasım aylarında iki depremle ard arda sarsıldı… Geçen iki yıla rağmen 2011 Van depreminin yaralarının tam olarak sarıldığını söylemek çok da kolay gözükmemekte… Basına da yansıdığı kadarı ile Van’da halen konteynerlerde yaşayan aileler bulunmakta… Talepleri haklıdır, haksızdır; bu tartışma yerine 70 civarında ailenin ve bu ailedeki çocukların barınma, eğitim, sağlık ve beslenme sorunlarının ivedilikle çözülmesi gerekmektedir

Evet; Anayasa’nın 2. Maddesine göre: Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Öyle de kalmalıdır. Bizim güzel ülkemiz bunları hak etmiyor” şeklinde konuştu. 

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN


30.2° / 18.8°
  • BIST 100

    10706,49%0,59
  • DOLAR

    32,20% -0,01
  • EURO

    35,01% 0,02
  • GRAM ALTIN

    2519,76% 0,78
  • Ç. ALTIN

    4035,21% 0,78